bebiş'in günlüğü

 

 

Bebiş "Pisi Palas"la tanışıyor...

 

Adım Bebiş... Şu anda 1 yaşındayım. Babam beni aldığında 2004 Mayıs ayının ilk günleriymiş ve o zaman ona 40 günlük olduğumu söylemişler. Size babamın evinde geçirdiğim ilk günleri başka bir yazıda anlatırım. Şimdi size evden ilk ayrılışımın ve Pisi Palas'la tanışmamın hikayesini anlatacağım.

Babam ünlü biri. Evde sürekli piyano çalar, piyano çalmak için başka yerlere gitmesi gerektiği zamanlarda da beni evde bırakmaz. (Aslında ben evde tek başıma da kalabilirim ama her neyse, anlayamıyorum bana hala güvenilmiyor. Oysa artık ben bebek değilim.)

Galiba birkaç aylıktım babamın uzun süre evden ayrılması gerekmiş bana bir bakıcı aradılar. Babamla birlikte çalışan ve bana her zaman çok lezzetli mamalar getiren bir Mine Teyze var, o bana yer aramaya başlamış. Internetten Betül Abla'nın pansiyonunu bulmuş.

Ama beni öyle çok seviyor ki, güvenememiş. Beni bırakmadan önce bir araştırma yapmak istemiş. Telefonla Betül Abla'yı arayıp adresi alıp "Bir ara uğrarım" demiş. Sonra bir sabah erkenden kapıyı çalıp küçük bir baskın yapmış.

Bir bakmış ki, pijamalarıyla güzel bir kız var karşısında. Betül Abla henüz uykudan kalkmış ama yine de onu karşılayıp, kahve ikram etmiş. Evin içinde kendi evleri gibi dolaşan, açık camdan girip çıkan kedileri görünce pek hoşuna gitmiş. Tuvalete gitmek bahanesiyle arkalara da şöyle bir bakmış.Anlamış ki, kafes filan yok. Pisiler ev ortamında yaşıyorlar.

Aynı akşam gönül rahatlığı ile beni buraya bırakmış.

Sonra defalarca Pisi Palas'da kaldım. Bakın Pisi Palas'da neler öğrendim, nelerle karşılaştım:

Öncelikle o güne kadar hiç kedi görmemiştim. (Pencerenin dışındakiler hariç) Orada benden altı ay kadar büyük sarışın bir kızla karşılaştım:Çıtır. (yanda eski bir resmini görüyorsunuz.)

Çıtır o günlerde 1 yaşındaymış. Onunla hemen arkadaş olduk. Evde koşup durduk. İlk duygusal ilişkimi de onunla yaşadım. Galiba aşık oldum. Ondan ayrılıp kendi evime döndüğüm ilk seferinde canım yemek yemek istemedi nedense. İçimde bir hüzün, öyle uyuklayıp durdum.

Babam benim uyukladığımı sandı,"Bu kediye ne oldu böyle sürekli uyuyor" diye dertleniyordu." Bense uyur numarası yaparak Çıtır'ı düşünüyordum.

Neyse ki birkaç hafta sonra Çıtır'la tekrar buluştuk.  

Pisi Palas'da sonraları kedilerle oynamayı, dövüşmeyi, kaçmayı öğrendim. Saklanmayı, yaşamayı öğrendim. Arkadaşlarla birlikte yemek yemeyi, paylaşmayı öğrendim.

Bir de dünyanın en keyifli uykusunu, Betül Abla ile birlikte yatmayı öğrendim. O güne kadar babam beni hep odama kapattığı için hiçbir insanın yanında yatmamıştım.

Sizi seven bir insanın kokusunu duyarak uyumak kediye müthiş bir güven veriyor. Bir geçe Betül Abla yatarken ayaklarını ısırmak için yatağına gittim, baktım ki yatak çok rahat. O geceden sonra onun ayak ucunda yatmaya başladım. Gece uykumun arasında kafamın okşandığını hissettim ve bu beni çok mutlu etti. Betül Abla'yı her fırsatta ısırmaya devem ettim ama, şakadan. Şimdi ne zaman Pisi Palas'a gitsem, Betül Abla'nın yatağını kimseye kaptırmıyorum.

Artık kocaman bir kediyim ve zaten haklarımı aramayı biliyorum.

 

 

ANA SAYFA